MEZAR
tenini okuyorum tenin sırtımda dehşet
aklımın beşik kertmesi, canımın adil
iç çekişi, çevirdikçe çoğalıyor sesin
kül oluştan giriyorum yorgana, bir nefes
fazla bile senden...
al bu elmayı soy bak nasıl üşüyeceğiz
bunlar olmanın yalınayak halleri
eskici gibi geçiyor kapıdan zaman
bunlar da oluyor işte, çürümek
bütün flaşlarını patlatıyor alnımın
yalnızsam bil ki orda adı konmuş
bir şey var, ısırgan karanlıklar is,
ıslıyor cebimi ölmenin anahtarsızlığı
ok! görüşürüz, sanki hep kuruyan
mezar kadar anıların yüzü
parayı bas, bas parayı, tabutlar kum
bu omuzlarda uğurlanan yağmurum
götürmesinler beni, daha işleyecek
tıkırtı bırak lambanın serinliğinden...
Taner Cindoruk
|
OYUKLAR ABİDESİ
sevişmek çocukluğa inanmaktır büyümek kurak
üç numaraya vuruyorum hayatı, ağırlaşıyor döndükçe
kokusu dünyanın, ağır adımlar oluyor yüzleri kar
iki direk arası cop el peçete divan, masumiyet
ağır kayıp, naz ister nar ister ölüm, aslında
yok oluşun resmiyetidir o yokuş, ter
kokar rüzgâr, rüzgâra gömülür aşklar
gibi dünyayı emzir bana anne, yun sisten
hatıraları, yazgının bulanık masalını, ama yok
uzun gagalarıyla sürtmek şehvetin asaletini
sevişmek çocukluğa inanmaktır, büyümek kiraz
sık dişlerini, adil değil kanatları meleklerin
sıkça üşüyoruz, gölgemin kabuğunu soy, ör en
hayta ebemkuşağımı, bırak tepeyim tekrar
düşünü sıkı tut
teninde kaç bin yıllık kırkım var, beynimi
bir sen yıkadın anne, şişeler ulu uluları şişe
on iki tane eylül yüzünden kaç
karton dayak yedim babamdan, Allah
tek mazisidir ellerinin, surlarım kendime
al götür bu vasiyeti, ağır aksak kör duman
bir yolun yolcusuyum, utanmıyorum hıncımdan
hazır ol! rahat, şimdi okullu olduk, hizaya gel
etimden tırnağımdan bir küçük havadisim ben
patlat bir caz anne, çiftleşme toprakla
ensemde uzun bir telâş
gerisi kan…
Taner Cindoruk
|